Türkiye gıda sektöründe, özellikle bal ürünlerinde sahteciliğin yaygınlaşmasıyla mücadele ediyor. Farmakognozi alanında uzman Doç. Dr. Etil Güzelmeriç, sahte ve gerçek balın çok benzer olduğuna dikkat çekerek, “Balın doğallığını sadece görünüşüne veya kokusuna göre anlamak mümkün değil” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Güzelmeriç, bu konuda önemli bilgiler verdi.
Tüketicilerin en çok zorlandığı konulardan biri, sahte bal ile doğal balı ayırt etmek. Uzmanlar, doğal balın yalnızca görüntüsü veya kokusuyla tespit edilemeyeceğini vurguluyor. Farmakognozi Uzmanı Doç. Dr. Güzelmeriç, “Sağlık için bal tüketirken, katkılı ya da taklit ürünlerin zararlarına dikkat etmek gerekiyor” diyor ve bu konudaki merak edilenlere açıklık getiriyor.
Gerçek Balın Sağlığa Faydaları
Balın sağlık üzerindeki olumlu etkileri milattan önceki zamanlara kadar uzanıyor. Hipokrat’ın ağrı ve susuzluk için bal içeren çözümler önerdiği biliniyor. Modern bilimsel çalışmalar da balın antimikrobiyal, antioksidan, antienflamatuvar özelliklerini ve yara iyileştirici etkisini doğruluyor. Dünya Sağlık Örgütü de öksürük ve soğuk algınlığı tedavisinde bal kullanımını destekliyor. Balın bu etkileri, düşük su içeriği, asidik pH değeri ve fenolik bileşenlerin kombinasyonundan kaynaklanıyor.
Yapılan yeni bir araştırmada, 2 ila 5 yaş arası çocukların öksürük semptomlarının giderilmesinde balın olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Gece yatmadan önce verilen 2,5 mL bal, öksürük sıklığı ve şiddetinde azalma sağlamıştır. Ancak, bal verilirken çocuğun yaşının gözetilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Özellikle 1 yaş altı bebeklere bal verilmemelidir, zira bal içerisinde bulunabilecek Clostridium botulinum bakterisi, bebeklerin henüz gelişmekte olan bağırsak florasında yetişkinlere göre daha kolay yerleşebilir ve “infant botulizmi” adı verilen ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabilir.
Arıların bazı bitki türlerinden, özellikle ormangüllerinden (Rhododendron L.) topladığı nektar, balın içinde tehlikeli grayanotoksinleri barındırabilir. Bu tür balların tüketilmesi, tansiyon düşüklüğü ve kalp ritminde yavaşlamaya yol açabilir. Bu ballar halk arasında “deli bal” olarak da bilinir. Türkiye’nin Karadeniz ve Marmara bölgelerinde bu tür ballara rastlanabilir.
Sahte Balların Zararları
Sağlıklı bal arayışında karşınıza çıkabilecek katkılı veya taklit ballara dikkat edilmelidir. Bala mısır veya pirinç şurubu katılması, şeker şuruplarına polen, renk ve aroma eklenerek balın taklit edilmesi gibi yöntemlerle üretilen ballar sağlığınıza zarar verebilir. Ayrıca, kristalleşen balın sahte olduğu yönündeki yaygın yanlış bir düşünceye de açıklık getirmek gerekir. Balın doğal yapısı gereği kristalleşebilir ve bu normal bir süreçtir. Ancak balın uygun olmayan koşullarda saklanması veya ısıya maruz kalmasıyla, bal içerisindeki fruktoz 5-hidroksimetilfurfurala (5-HMF) dönüşebilir ve bu madde uzun süre yüksek miktarlarda tüketildiğinde sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği’ne göre, bal içerisindeki 5-HMF miktarının 40 mg/kg değerini aşmaması gerekir.
Günümüzde, dünya nüfusunun hızla artması ile birlikte tarımsal faaliyetlerin genişlemesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu genişleme, ziraat ilaçlarının daha fazla kullanılmasını beraberinde getirmektedir. Özellikle, artan bal üretimi ihtiyacı nedeniyle, arı larva ve pupalarını etkileyen hastalıkların kontrolü için yasak olmasına rağmen bazı veteriner ilaçlarının kullanımı görülmektedir. Bu durum, balın içeriğinde istenmeyen pestisit, antibiyotik ve diğer veteriner ilaç kalıntılarının bulunmasına yol açmaktadır.
Peki, balın içerdiği bu zararlı maddeleri nasıl anlayabiliriz? Çoğu kişi balın tadı, rengi ve kıvamına bakarak kalitesini ve doğallığını değerlendirmeye çalışır. Ancak, gerçek durum bu basit gözlemlerle anlaşılamayacak kadar karmaşıktır. Balın doğal olup olmadığını, içerdiği zararlı maddeleri anlamak için yapılacak en iyi şey detaylı laboratuvar analizleridir.
Bu analizlerin, akredite edilmiş analiz laboratuvarlarında yapılması gerekmektedir. Sadece bu tür laboratuvarlar, balın içeriğindeki zararlı maddeleri doğru bir şekilde tespit edebilir ve sağlığımız için gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olabilir.
Tarım ilaçlarının kullanımı konusunda daha sıkı düzenlemeler ve kontroller yapılması gerektiği açıktır. Özellikle arı sağlığı ve bal üretimi üzerindeki etkileri düşünüldüğünde, bu ilaçların kontrolsüz kullanımı, hem arı popülasyonlarına hem de insan sağlığına ciddi zararlar verebilir.